Diğer Haberler
Dr. Öğr. Üyesi Melike Günbey COST Üyeliğine Atandı
Türk Şiiri Türk Sözü Dinletisi
Üniversite - Sektör Buluşmaları I
Giresun Üniversitesi Akademisyenlerine Sigma Xi’den Büyük Onur
Sarıkamış Şehitleri 100 Metrelik Bayrakla Anıldı
Giresun Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde Hamsi Şenliği Coşkusu
Haberler
2
AĞUSTOS
2019
Devletimizin 2016 yılında, vatandaşlarının can ve mal güvenligini korumak adına, teröre ve hendek olaylarına karşı yürüttüğü haklı ve yasal mücadeleyi itibarsızlaştırmak için yayınlanan sözde barış bildirisine imza atarak terör örgütlerine destek veren kişilerin, bu davranışlarını ifade özgürlüğü olarak kabul eden Anayasa Mahkemesinin kararını şaşkınlıkla izlemekteyiz.
Anayasa Mahkemesinin, 2016 yılında yayınlanan sözde barış bildirisine imza atan ve sonrasında yürütülen tahkikatla ceza alan kişilerin başvuruları üzerine, imzacı kişilerin haklarının ihlal edildiğine dair verdiği karar, bu vatanı korumak için canını hiçe sayan şehitlerimizin ve terör örgütlerinin saldırıları sonucunda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın aziz hatıralarını derinden yaralamıştır.
Katliam, kıyım ve sürgün gibi kelimeleri kullanarak devletin vatandaşlarına karşı asli görevini yapmasını zora sokarak, terör örgütünün, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da halka uyguladığı kıyımı ve katliamı görmezden gelerek kamuoyu önünde yapılanları meşrulaştırma çabasına giren bir güruhun, yine masum vatandaşların haklarını korumakla görevli Devletin en üst adli organlarından biri tarafından mazur görülmesi akıllara ziyan bir durumdur.
Bilinmelidir ki, Anayasa Mahkemesinin aldığı bu karar, bazı çevreleri daha da cesaretlendirecek ve önü alınamayacak olayların yaşanmasına yol açabilecektir. Terörü destekleyen övücü söylemlerin ifade özgürlüğü sınırları kapsamında yer alamayacağı hem AİHM hem de AYM kararlarında esasa bağlanmışken böyle bir kararı Giresun Üniversitesi olarak kabul etmemiz mümkün değildir.
Temel işlevi vatandaşların hak ve özgürlüklerini korumak olan Anayasa Mahkemesini, altına imza attığı bu kararı tüm yönleriyle düşünmeye davet ediyor, ülkemizi dünya kamuoyu önünde itibarsızlaştırmaya yönelik her türlü eylemin karşısında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
Prof. Dr. Yılmaz Can
Giresun Üniversitesi Rektörü
Anayasa Mahkemesinin, 2016 yılında yayınlanan sözde barış bildirisine imza atan ve sonrasında yürütülen tahkikatla ceza alan kişilerin başvuruları üzerine, imzacı kişilerin haklarının ihlal edildiğine dair verdiği karar, bu vatanı korumak için canını hiçe sayan şehitlerimizin ve terör örgütlerinin saldırıları sonucunda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın aziz hatıralarını derinden yaralamıştır.
Katliam, kıyım ve sürgün gibi kelimeleri kullanarak devletin vatandaşlarına karşı asli görevini yapmasını zora sokarak, terör örgütünün, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da halka uyguladığı kıyımı ve katliamı görmezden gelerek kamuoyu önünde yapılanları meşrulaştırma çabasına giren bir güruhun, yine masum vatandaşların haklarını korumakla görevli Devletin en üst adli organlarından biri tarafından mazur görülmesi akıllara ziyan bir durumdur.
Bilinmelidir ki, Anayasa Mahkemesinin aldığı bu karar, bazı çevreleri daha da cesaretlendirecek ve önü alınamayacak olayların yaşanmasına yol açabilecektir. Terörü destekleyen övücü söylemlerin ifade özgürlüğü sınırları kapsamında yer alamayacağı hem AİHM hem de AYM kararlarında esasa bağlanmışken böyle bir kararı Giresun Üniversitesi olarak kabul etmemiz mümkün değildir.
Temel işlevi vatandaşların hak ve özgürlüklerini korumak olan Anayasa Mahkemesini, altına imza attığı bu kararı tüm yönleriyle düşünmeye davet ediyor, ülkemizi dünya kamuoyu önünde itibarsızlaştırmaya yönelik her türlü eylemin karşısında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
Prof. Dr. Yılmaz Can
Giresun Üniversitesi Rektörü