Rektörümüz Prof. Dr. Yılmaz Can’ın Ramazan Bayramı Mesajı
Üniversitemiz Kalite Komisyonu Toplantısı Gerçekleştirildi
Tekstilde Geri Dönüşüm Etkinliği
Bulancak Kadir Karabaş UBYO'da Öğrenci Mezun Buluşması
Baharın Müjdecisi “Nevruz Bayramı” Kampüste Coşkuyla Kutlandı
Başhekim Prof. Dr. Atilla Çıtlak'a Ziyaret
18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 110. Yılı Konferansı
Doç. Dr. Selcan KİLİS, TÜBİTAK 3501 Kariyer Geliştirme Programı Araştırmacısı ve...
Konferansta ilk olarak konuşan Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sezai Balcı, günümüzden 110 yıl öncesine giderek o tarihlerde Çanakkale Savaşı’na giden süreci özetledi. Prof. Dr. Balcı konuşmasında, “Bu dönemde dünya devletlerinin de durumuna baktığımızda savaşın çıkacağı artık kaçınılmaz bir hal almıştı. 1912-1913 yıllarında dört Balkan Devleti Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve Karadağ Osmanlı’ya karşı bir savaş açtılar. Balkan Savaşları tarihimizdeki en kötü yenilgilerden biridir. Bu dönemde mağlup olmanın yanında ordu içerisindeki iletişim bozuklukları ve subayların siyasete bulaşması bu mağlubiyetlerin etkisini de arttırmıştır. Osmanlı Devleti bu dönemde 400-450 yıldır yönettiği topraklardan 6 ay gibi bir süre içerisinde hızla geri çekilmek durumunda kalmıştır. Bu durum halk arasında da büyük bir moral bozukluğu yaratmıştır. Balkan Savaşlarındaki ağır mağlubiyetin üzerine 1913’de İttihat ve Terakki Partisi liderleri Osmanlı ordusunda yeni bir düzenleme yaptı ve modernize etme çalışmaları başladı. 1. Dünya Savaşı’nın çıkması an meselesi, sadece bir kıvılcım bekleniyor. Osmanlı Devleti de savaşın çıkacağının farkında bu dönemde. Avrupalı Devletler 30-40 yıl boyunca bu savaşa hazırlandılar. 28 Haziran 1914’te Avusturya Macaristan Veliahtı Ferdinand bugünkü Bosna Hersek’in başkentinde yürüyüş yaparken bir Sırp milisi tarafından öldürüldü. Bu olay üzerine Avusturya Macaristan Sırbistan’a savaş açtı. Rusya Sırbistan’ı koruma çabası içerisine girdi. Almanya ise Avusturya’yı koruma çabasına girişti. Dolayısıyla kısa bir süre içerisinde Avrupa’da bir dünya savaşı çıkmış oldu. Osmanlı Devleti yöneticileri bu sırada savaşın çıkacağının bilincinde ve bir ittifak arayışı içerisinde. Önce Fransızlarla sonra ise İngilizlerle bir ittifak çabası içerisine giriştik ancak ikisinden de olumlu sonuç alınamadı ve Almanya ile bir ittifak anlaşması imzalandı. Burada Fransa ve İngilizlerle ittifak kurulamamış olmasının en önemli nedeni bu devletlerin Osmanlı topraklarını sömürmek istemesidir çünkü zaten bölgede sömürgeleşmemiş topraklar buralar ve savaşın ana nedenlerinden biri de buraların sömürülmek istenmesi. 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti 10’a yakın cephede savaştı. Osmanlı Genelkurmayı, Alman Genelkurmayı ile iş birliği içerisinde çalıştı ve savaş planları birlikte oluşturuluyordu. Osmanlı ordusu bu savaşta Irak, Kanal, Kafkasya, Yemen, Suriye, Galiçya, Çanakkale ve Romanya cephelerinde savaştı. Genel olarak bakıldığında Osmanlı ordusu bazı cephelerde alınan ağır mağlubiyetlerin dışında savaşta oldukça iyi bir sınav vermiştir. Pek çok cephede önemli başarılara imza atılmıştır.” ifadelerine yer verdi.
Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Dr. Öğretim Üyesi Barış Celep ise, “Çanakkale Savaşı dendiğinde bizim aklımıza hemen Mart 1915 geliyor ancak bu savaş daha uzun bir süreyi kapsayan savaşlar bütünüdür. Çünkü Kasım 1914 yani 1. Dünya Savaşı’nın başlangıcı itibariyle Çanakkale’de çatışmaların yaşanmış olduğunu görüyoruz ki bu süreç 1916 yılının ocak ayına kadar devam etmiştir. Yani yaklaşık olarak 13 ay boyunca Çanakkale coğrafyasında savaşların yaşanmış olduğunu görüyoruz. Çanakkale cephesi Osmanlı Devleti için çok önemli çünkü pek çok cephede savaşılan bir dönemdeyiz ancak Çanakkale cephesi direkt olarak savaşın genel gidişatına etki edebilecek önemde bir cephe. Burada başarısız olursanız bir sonraki adım İstanbul’un işgal edilmesi olacak. Tüm bu süreç içerisinde hem İtilaf Devletleri’nin hem de Osmanlı Devleti’nin gücünü Çanakkale’ye yığmaya başladığını görüyoruz. Rakamlara baktığımızda Çanakkale Savaşı için İngilizler bu bölgeye 410 bin, Fransızlar ise 79 bin asker göndermişler. Osmanlı Devleti de yaklaşık 500 bin askeri bu bölgede görevlendirmiştir. Ancak tüm savaş sırasında Osmanlı Devleti’nin 2,8 milyon askeri olduğunu göz önüne alırsak bu cephe için çok büyük bir fedakârlık yapıldığını görmek mümkündür. Çanakkale cephesinde savaşanlar sadece askerler de değil. Kadınlar ve çevre illerdeki pek çok okuldan henüz 18 yaş altındaki dolayısıyla da çocuk yaştaki lise öğrencilerinin de burada savaştığını görmekteyiz. Gelinen noktada bu savaşın sonucu nedir diye soracak olursak aslında bizi ilgilendiren bir kısmı 1917 yılı itibariyle Sovyetler’de bir ihtilalin meydana gelmiş olması bu daha sonra milli mücadele dönemine de ciddi anlamda etki etmiştir. Bu savaşın asıl sonucu milli mücadele ile ilgili olan kısmıdır. Öncesinde yaşanan savaşlarda alınan ağır mağlubiyetler dolayısıyla hem orduda hem halkta yaşanan bir travma var ve bu travmanın Çanakkale’de alınan başarılı sonuçla kırıldığını görüyoruz. Burada Mustafa Kemal Paşa’nın Çanakkale Savaşı’nda kazandığı başarının kendisinin Osmanlı kamuoyunda tanınmasına vesile olduğunu görüyoruz. Burada kazanılan başarı devamında Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına milli mücadeleyi yürütmesinde ciddi anlamda bir destek sağlamıştır.” dedi.
Konferansa Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Altuğ Candemir, Rektörümüz Prof. Dr. Yılmaz Can, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Güven Özdem, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Eren Baş, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferans teşekkür belgesi takdiminin ardından sona erdi.