Geleneksel Aşçı Ceketi Giyme Töreni
COST Aksiyonuna Atanma Başarısı
Dil Değerlendirmede Yenilikçi Uygulamalar
Giresun Üniversitesi, Mersin / Üniversite Tanıtım Günleri'nde
Bağımlılıkla Mücadele Yöntemleri Paneli
Bulancak Kadir Karabaş UBYO Hamsi Şenliği
Öğrenci Toplulukları Tanıtımı Etkinliği
Fındık Tarımında Yapay Zekâ ve Teknoloji Kullanımının Yol Haritasının Belirlenme...
Üniversitemizde Coğrafya Bölüm Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Sayın Yurt, telefonla bağlandığı programda; Doğu Karadeniz Bölgesinde yaşanması muhtemel doğal afetler, bunları tetikleyen nedenler ve bu konuda alınması gereken tedbirler hakkında açıklamalarda bulundu.
“13 Ekim Uluslararası Afetlerin Azaltılması Günü”ne işaret ederek sözlerine başlayan Dr. Öğr. Üyesi Recep Yurt, Karadeniz Bölgesinde günümüze kadar yaşanmış doğal afetlere ve bu konuda farkındalık oluşturulmasının önemine vurgu yaptı. Türkiye genelinde son 15 yıldır yapılan heyelan, taşkın ve sel sempozyumlarında sunulan bilimsel çalışmaların birçoğunda bulunan Dr. Yurt, yapılan bu çalışmaların %75-80’lik bölümünü; Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin illerine ait araştırmaların oluşturduğunu söyledi.
“Bu sonuçlardan anlaşılıyor ki; Doğu Karadeniz bölümünde bol ve düzenli yağış, eğimli topoğrafya, gevşek zemin yapısı aynı zamanda yanlış beşerî uygulamalar doğal afetlerin şiddetini, sayısını, yaşama olan olumsuz etkisini ve süresini artırmaktadır” diyen Dr. Öğretim Üyesi Recep Yurt sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Afetler, tamamen insanların kontrolü dışında gerçekleşen ve büyüklüğüne göre mal ve can kaybına neden olabilecek tehlikeli ve genellikle büyük çaplı olaylardı. Afetin ilk özelliği doğal olması, ikincisi can ve mal kaybına neden olması bir diğeri çok kısa zamanda meydana gelmesi ve son olarak da başladıktan sonra insanlar tarafından engellenememesidir. İnsanların yasadıkları çevrede meydana gelen doğal olaylardan haberdar olmaları, bunları nedenlerine kadar ayrıntısı ile tanımaları ve bu olayların tekrarı neticesinde bunlardan hiç etkilenmeme veya en az oranda etkilenmelerine imkân tanıyan çalışmaların tümüne de Afet Yönetimi denmektedir.
Türkiye’de yaşanan doğal afetler daha çok klimatik ve yer kökenlidir. Bu durum ülkenin iklimi ile jeolojik ve jeomorfolojik özelliklerinin bir sonucudur. 1929-2018 yılları arasında Doğu ve Orta Karadeniz'de çok sayıda heyelan, taşkın ve sel yaşandı. Büyük çapta hasarların meydana geldiği 52 sel, heyelan ve taşkında toplam 657 kişi öldü, 20 kişi de kayboldu. Doğal afetlerin genel olarak dağılımına bakıldığında %61 ile depremler ilk sırayı alırken, heyelan %15, sel %14, kaya düşmesi %5, yangın %4 ve çığ %1’lik yüzdeye sahiptir.
Dünyada meydana gelen doğal afetlerin kayıt altına alınabilen verilerine göre 1900’lü yıllardan itibaren meydana gelen afet sayısında, özellikle 1980’li yıllardan sonra ciddi bir artış gözlenmektedir. Örneğin 1980-1989 arası 1.807 doğal afet meydana gelirken, 1990- 1999 yılları arasında 2.950, 2000-2008 arasında 6.722 afet meydana gelmiştir.”
10 Şubat 2019 tarihinde gerçekleşen programda, konuşmasına doğal afetlerin azaltılması ve afet planlaması konusundaki çalışmalarından örnek vererek devam eden Yurt, afetlerin nedenlerinin araştırtılarak, fiziksel, sosyal ve ekonomik olguları içeren, nüfus, kentleşme ve sanayileşmeye yönelik bölgesel bazda afet içerikli çevre düzen planlarının önceden geliştirilmesinin önemine vurgu yaptı.
Günümüzde bu tür işlevleri yerine getirmek üzere, bilgilerin toplanıp işlenmesi ve kullanılır hale dönüştürülmesi için kısa adı CBS olan; uydu, plan vb. değişik kaynaklardan toplanan harita tabanlı verilerin, bilgisayar ortamlarında derlenerek uygun veri tabanları şeklinde kullanıcıya hızlı doğru ve güncel veri sunulmasını sağlayan Coğrafi Bilgi Sisteminin mevcut olduğunu belirten Recep Yurt, Doğu Karadeniz Bölümünde bu alanda DSİ, DMİ, AFAD gibi kamu kuruluşlarının verilerinden yararlanılarak oluşturulmaya çalışılan CBS tabanlı Afet erken uyarı sistemi modeline de kısaca değindi.