Haberler
Yaz mevsiminin başlaması ile birlikte artan denizdeki boğulma vakalarının her yıl birçok vatandaşımızı, özellikle çocuk ve genç insanlarımızı yaşamdan koparması bizleri derinden sarsıyor… Nitekim tüm uyarılara ve hassasiyetlere rağmen ilimiz, geçtiğimiz günlerde yaşanan biri 11 yaşında bir çocuğun, diğeri 36 yaşında bir öğretmenin denizde boğulma vakası ile yine büyük bir üzüntüye sahne oldu. Bu gerekçelerle çalışanlarımızı, öğrencilerimizi ve vatandaşlarımızı boğulma vakalarına karşı bir kez daha dikkatli ve tedbirli olmaya çağırıyor, aşağıdaki bilgileri bir görev ve sorumluluk anlayışı ile paylaşıyoruz.


“Akıntıya Değil, Yaşama Tutunmak!”
 
Her yıl yaz mevsimini büyük bir heyecanla yolunu gözlüyoruz. Yaz mevsimi aynı zamanda bizler için tatil mevsimi demek. Okulların da tatile girmesi ve sınavların tamamlanması ile birlikte kıyı kentlerimizde canlı ve hareketli günler yaşanıyor. Yazın başlamış olması, deniz sezonunun da açılması demektir. Mevsim ile birlikte üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemizde, havaların iyice ısınmasıyla serinlemek isteyenler denize, bu imkânı bulunmayanlar göletlere veya sulama kanallarına akın ediyorlar...  Ve deniz sezonunun açılması beraberinde potansiyel bir tehlikeyi de gündemimize taşıyor. Denizi seven herkesin aslında bildiği, ama çoğunlukla önemsemediği tehlike, denizdeki boğulma vakaları ve deniz kazaları tüm uyarılara rağmen yaz boyunca gündem oluşturuyor. Ülkemizde her yıl ortalama bin kişinin suda boğularak yaşamını yitirdiği gözleniyor. Özellikle çocuk ve gençlerin denizdeki, göletlerdeki, su kanallarındaki boğulma haberleri hepimizi derinden üzüyor… Denizlerimizin yapısı, tanımadığımız kıyılar, yüzme kurallarını bilmemek, hem yetişkinler hem çocuklar hem de gençler için ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
 
Karadeniz sahillerinde görülen ve aslında bir doğa olayı olan güçlü akıntılar, bizler için yaşamsal tehlike oluşturabiliyor.  Karadeniz’e özgü, rüzgârlı ve dalgalı havalarda sıkça görülen ve çok kuvvetli akıntılar olarak bilinen çeken akıntılar, sığ sudan derin suya hareket eden, özellikle fırtınalı havalarda dalga yüksekliği arttıkça gücü de artan ve bazen çok iyi yüzme bilenlerin dahi karşı koyamadığı bir doğa olayıdır. Çeken akıntı, İngilizce “rip” akıntısı olarak tanımlanan bir kelimedir ve Türkçe karşılığı “yırtan” akıntı anlamındadır. Karadeniz sahil şeridinde yaşayanların  “deniz çekti” şeklindeki ifadelerine uygun olarak “çeken akıntı” olarak isimlendirilir.   Halk arasında yaygın olarak akıntının dibe çektiği söylentisi vardır; ancak akıntı genelde dibe çekmez; akıntıya kapılan kişi yatay şekilde hızla kıyıdan uzaklaşarak, akıntının şiddeti ile açığa doğru sürüklenir. Boğulma da bu anlarda, güvenli sığ sulardan açığa doğru çekildiğini fark eden kişinin, korku ve panikle çırpınarak kıyıya dönmeye çabalarken ve/veya yorgun düşüp kendini su üzerinde tutamaması sonucu dibe batması ile gerçekleşiyor.
 
Doğu Karadeniz sahillerinin hangi noktalarında çeken akıntıların sıklıkla görülmekte olduğu henüz bilinmiyor. Bu nedenle, her sahil şeridi dalgalı ve rüzgârlı havalarda risk ve tehlike oluşturabiliyor. Özellikle sahillerimizin kumsal, çakıl veya kayalık yapılı kıyıları olsun, ayrıksız her rüzgârlı hava ve dalgalı deniz tehlikeli bulunuyor. Uzmanlar, kıyılarını çok iyi tanımadığımız yerlerde, özellikle dalga yüksekliği diz seviyesini geçen ve dalga akıntısı güçlü olan havalarda denize girilmesini özellikle tehlikeli buluyorlar. Ayrıca, deniz sezonunun açılması ile birlikte, boğulma ve denizde meydana gelebilecek olumsuz olaylara karşı ruhsatlı plaj işleten, belgeli cankurtaran istihdam etmiş, can kurtarıcı ekipman (can yeleği, can simidi, gözlem kulesi vb. ekipman) bulunduran, deniz eğlence araçları standartlara uygun olan ve her türlü güvenlik önlemi almış tesislerin tercih edilmesinin hayati önemine de vurgu yapılıyor.
 

Olası bir boğulma tehlikesine karşı alınması gereken koruyucu önlemler şunlardır:
- Dalgalı ve rüzgârlı havalarda kesinlikle denize girmeyin.
- Denize girmek için cankurtaran ve sağlık ekibi bulunan sahil ve plajları tercih edin.
- Çocuklarınız denizdeyken gözlerinizi onlardan ayırmayın.
- Suda oyun da olsa şaka yapmayın, özellikle yüzme bilmeyenleri suya itmeyin.
- Kendiniz ve çocuklarınız için denizde su yüzeyinde kalmanızı sağlayacak can yeleği, can simidi gibi kurtarıcı malzemeler bulundurmayı ihmal etmeyin.
- İyi yüzme bilmiyorsanız,  kesinlikle tek başınıza denize girmeyin. Yanında kurtarma malzemeleri bulunan ve iyi yüzme bilenleri gözcü olarak sahilde bırakın.

Tüm bunlara dikkat etmenize rağmen “çeken bir akıntı”ya kapılırsanız:
- Sahile doğru yüzmeye çalışarak kendinizi yormayın.
- Akıntının sizi sürüklemesine bir süre izin verin.
- Akıntı zayıfladığında sahile değil, yanlara doğru (paralel), sağa veya sola yüzerek akıntıdan kurtulun.
- Akıntısız rotaya ulaştığınızda, sahile doğru yüzmeye çalışın.
- Sahile yüzemeyecek durumdaysanız, su üzerinde kalmaya çalışın ve elinizi kaldırarak yardım isteyin.
- Enerjinizi boşa harcamamaya çalışın.
- Bu esnada lütfen sakin olun. Sakin kalmak ve panik içerisine girmemek hayatınızı kurtaracaktır.
- Çeken akıntıya yakalanan kişinin yapacağı en yanlış hareket akıntıya ters yönde, akıntı kanalı içerisinde sahile doğru yüzmeye çalışmaktır. Bu şekilde kişi güçlü akıntının etkisi ile hem çok zorlanacak hem de kurtulamadığı için panik yapacaktır.
- Doğru davranış, akıntı çok güçlü ise kendini bir süre akıntıya bırakıp, akıntının zayıfladığı yerde sağa veya sola yüzerek akıntı bölgesinden uzaklaşmaktır (Kaçış yönlerini gösteren Şekil-1 ve Şekil-2’ye bakınız).
- Deniz içerisinde elini kaldıran birini gördüğünüzde bu kişinin yardıma ihtiyacı olduğunu bilin.  Kişiyi sakin olması konusunda (ses, el-kol hareketleri vb. yollarla) uyararak cankurtaran çağırın.
-  Cankurtaran yoksa can simidi, halat vb. deniz malzemeleri atarak yardım edin.
- Bu esnada önce kendi güvenliğinizi sağlayın. Sakin, bilgili ve kendinize güveniniz varsa yardım edin. Telaşlı ve heyecanlı iseniz tehlikeye atılmayın, çevreden yardım isteyin. 
- Deniz kıyafetlerine özen göstermenin önemini, ağırlık yapacak kıyafetlerle denize girmenin tehlikeye işaret ve boğulmaya neden olabileceğini asla unutmayın.   
- Suda boğulmalarda ilk yardımın önemi çok büyüktür. İlk yardım yapabilmek ve ilk yardımcı olabilmek için İlk Yardım Yönetmeliğine uygun “Sertifikalı İlk Yardım Eğitimi” alın.
- Akıntıya değil, yaşama tutunun; hayata can simidi olun.

Ertuğrul Yalçın
Giresun Üniversitesi Sivil Savunma Uzmanı                                                                                 
  
      
        Kaynaklar:
  1. AFAD Başkanlığı Suda Boğulmalar ve Çeken Akıntılar Semineri-2019 Sinop
  2. İstanbul Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü “Akıntıya Tutulma; Yaşama Tutun Projesi-2013” 
  3. İstanbul Teknik Üniversitesi “Çeken Akıntılar ve Suda Boğulmalar Çalıştayı-2013”
  4. Sahil Güvenlik Komutanlığı Yayınları “Karadeniz’in Cilvesi Çeken Akıntı El Broşürü RIP CURRENTS
  5. Giresun Üniversitesi Sivil Savunma Biriminin 04.07.2017 tarihli “Güvenli Sularda Kulaç Atın” Konu Başlıklı Yazısı