Sağlık Hizmetleri MYO’da Dış Paydaşlarla Kalite ve Akreditasyon Toplantısı
Dünya Çocuk Hakları Günü’ne İthafen Çocuk Hakları Sergisi
Çocuk Hakları Paneli ve Resim Sergisi
Diş Hekimliği Fakültesi Beyaz Önlük Giyme Töreni
Eğiticilerin Eğitimi ve Sertifika Programı
2024 Yılı 5. Dönem İlkyardımcı Eğitimi Başarıyla Tamamlandı
TÜBİTAK ARDEB Destek Programları Tanıtım Etkinliği Gerçekleştirildi
“Şu haberleri her duyduğumuzda, izlediğimizde yüreğimiz burkulur: 9 günlük bayram tatilinde yollar kan gölüne döndü… Kontrolden çıkarak karşı şeride geçen otomobilin kamyonla çarpışması sonucu meydana gelen kazada, aynı aileden 5 kişi olay yerinde hayatını kaybetti vb. yüzlerce binlerce kaza… Resmi verilere göre, sadece mart ayında yurt genelinde 110'u ölümlü, 13 bin 64'ü yaralanmalı 37 bin 227 kaza meydana geldi. Bu kazalarda 126 kişi hayatını kaybetti. Yılın ilk 3 ayında trafik kazalarında ölenlerin sayısı ise 395'e yükseldi..."
Trafik kurallarına uymak kuşkusuz güvenli yaşamın önemli bir parçasıdır. Güvenli yaşam kavram olarak; her türlü tehlikenin getirebileceği zararlardan korunarak yaşama çalışmaktır, kısaca. Başka bir ifade ile hastalıklardan, kazalardan, tehlikeli kimyasallardan, doğal ve doğal olmayan afetler vb. olgulardan korunabilmektir. Doğal olmayan acil durumlardan biri de hiç kuşkusuz trafik kazalarıdır. Çünkü trafik kazaları çok büyük oranda insan kusurundan kaynaklanmaktadır. Kazalarda yol ve teknoloji kaynaklı hataların payı oldukça azdır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl dünya genelinde tahmini olarak 1,25 milyon insan trafik kazalarında ölmekte, 50 milyona yakın insan da yaralanmaktadır. Ülkemizde ise TÜİK verilerine göre 2020 yılında 150 bin 275 adet ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan trafik kazası meydana gelmiştir. Toplamda da aynı yıl 983 bin 808 kaza yaşanmıştır. Bu kazalarda 4 bin 866 kişi yaşamını yitirirken, 226 bin 266 kişi de yaralanmıştır. Yine bu kazalarda ölen kişilerin %49,4’ü sürücü, %30,7’si yolcu ve %19,9’u ise yayadır. Ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan kazalardaki kusurlar incelendiğinde; %88,3 oranında sürücü, %7,0 yaya, %2,7 taşıt ve %0,5 oranında yol kaynaklı olduğu gözlenmektedir. Ülkemiz karayolu ağında gerçekleşen ölümlü-yaralanmalı kazalara neden olan araçlar içinde %50,4 ile otomobil ilk sırayı alırken, %18,8 ile motosiklet ikinci sırayı almaktadır.
Yukarıda kısaca özetlediğimiz TÜİK istatistiklerini yorumladığımızda insan kusuru, hatası ve sorumluluğunun ilk planda olduğunu irdeleyebiliyoruz. Toplum yaşamında davranışlarımıza yön veren kurallar yılların bilgi birikimi ve tecrübesi ile belirlenmiştir. Yolları güvenli hale getirmek, bu anlamda teknoloji ile donatmak devletin sorumluluğundadır. Fakat daha önemlisi kişi, birey, yurttaş olarak bizler, trafik ve sürüş kurallarına uyduğumuz sürece yol güvenliği ancak bir anlam kazanabilecektir. Her birey; sürücü, yaya veya yolcu olsun sürekli trafiğin içerisindedir. Bu anlamda trafik kurallarına uyumlu yaşam, toplumsal/sosyal bir sorumluluk yüklemektedir insana. Kurallara uymak, bizlerin günlük yaşamda çoğunlukla görmek istediği, insana saygının da bir ifadesidir ve birlikte ortak davranışlar geliştirmemizi de mümkün kılar. Sonuçta, trafikte güvenli yaşamın anahtarı sadece biz yurttaşların elindedir ve elimizdeki anahtar da toplumsal sorumluluk bilinci ve ona uygun davranışlarımızdır.
Toplumsal sorumluluklardan biri de hiç kuşkusuz her kazada veya hastalıkta acil ihtiyaç duyduğumuz ilkyardımdır. İlk yardım; herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin tıbbi yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önlemek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalardır.
İlk yardımda temel amaç, hastanın ya da yaralının durumunun kötüleşmesini önlemek, iyileşmesini kolaylaştırmaktır. İlk yardım yapabilmek için de ilk yardım eğitimi almak mutlak bir zorunluluktur. İlk yardımda en önemli husus, ilk yardım uygulamalarının sadece bu konuda eğitim almış kişilerce yapılmasının gerekliliğidir. Çünkü bilinçsiz yapılan ilk yardım hastayı, yaralıyı yaşamsal tehlikeye sokabilir; hatta ölümüne yol açabilir. Bilinçli, doğru ve hızlı bir şekilde yapılan ilk yardım uygulamaları ile kalıcı sakatlıklar engellenebilir, ölümler azaltılabilir. Bu açılardan, doğru ve bilinçli ilk yardım uygulamaları son derece önem taşımaktadır.
Yukarıdaki trafik kazaları verilerini incelendiğimizde, günlük hayattaki diğer hastalık ve kazaları düşündüğümüzde, her yetişkin bireyin temel ilk yardım bilgine sahip olmasının, hatta eğitimini de alarak “Gönüllü İlk Yardımcı” olmasının yaşamsal önemine vurgu yapılabiliriz. Kısacası, yeterliliği olan her yetişkin birey, ilk yardımın temel kurallarını ve uygulamalarını mutlaka bilmelidir.
Herkesin bilmesi gereken, ilk yardım temel uygulamalarında kısaca KBK olarak adlandırılan kavramları Koruma, Bildirme ve Kurtarma aşamalarını açıklayarak makalemizi sürdürelim:
Koruma: Kaza sonuçlarının daha da ağırlaşmasını önlemek için kaza yerinin hızla değerlendirilerek, olay yeri güvenliğinin sağlanmasıdır. Bu uygulamayı bilinci yerinde, ancak trafik kurallarını bilen her birey yapabilir. Çevreye trafik (reflektör gibi) işareti yerleştirmek, kontak anahtarını kapatmak, araç LPG’li ise bagajdaki tüpü kapatmak, gaz kokusu varsa önlem almak, ilgisiz meraklıları uzaklaştırmak gibi…
Bildirme: Acil yardım ekiplerinin (1-1-2) harekete geçirilmesidir. Öncelikle kendinizin sonra hasta ya da yaralının güvenliğini sağladıktan sonra acil tıbbi yardım istenmelidir. Ülkemizde her türlü ilk yardım gerektiren durumda 112 Acil Çağrı Merkezi aranmalıdır.
112 Acil Çağrı arandığında;
- Olayın ya da kazanın olduğu yerin açık adresi (en yakın ekibin ulaşabilmesi için yakın bir cadde, sokak veya en çok bilinen bir yer adı söylenmelidir.)
- Kimin hangi numaradan aradığı bildirilmelidir (Olayın doğrulanması, geri dönüşler için.)
- Kısaca olay yeri analizi yapılmalıdır (Kazanın türü, ferdi kaza, zincirleme/çoklu kaza gibi.)
- Hasta/yaralı sayısı bildirilmelidir (Yeterli sayıda ambulans veya ekip ulaşımı için).
- 112 hattı (operatör), yeterli bilgiyi aldığını söylediğinde ancak telefon kapatılmalıdır.
Kurtarma: Kaza ya da olay yerinde yapılan tüm ilk yardım uygulamalardır. Hayat kurtarmak için mutlaka ilk yardım eğitimi alınmalıdır. İlk yardım eğitiminiz yoksa yaralıya dokunmayın, kaza yeri güvenliğini sağlayın, yaralıyı koruyun ve yardım isteyin.
İlk Yardım Eğitimleri: Ülkemizde ilk yardım eğitimleri İl Sağlık Müdürlükleri, Kızılay, Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş üniversiteler, OSGB Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri gibi özel kuruluşlarca verilebilmektedir. İlkyardım Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda yapılan eğitimlerin süresi 16 saat olup, teorik ve uygulamalı testlere tabidir. Eğitimini başarı ile tamamlayan kursiyerlere 3 yıl geçerliliği bulunan İlk Yardımcı Kimliği ve İlk Yardımcı Sertifikası verilmektedir. Başlıca eğitim konuları; temel yaşam desteği ve havayolu tıkanıklığında ilk yardım, yaralanmalarda ilk yardım, boğulmalarda, zehirlenmelerde ilk yardım, kırık, çıkık, burkulmalarda ilk yardım vd. konuları kapsamaktadır.
Sözümüzü bağlarken; trafik kazalarında ölümlerin yaklaşık %10 ilk beş dakikada, %50’si ilk yarım saat içerisinde gerçekleştiği gözlenmiştir. Kaza yerinde ilk dakikalarda yapılacak etkili ilk yardımla ölümlerin en az yarısı önlenebilmektedir. Yazımızın ana fikri; temel ilk yardım bilgisi ve trafik kurallarına uyum, güven içinde yaşamanın anahtarlarıdır. Bir gün her birimizin, hatta en yakınımızdakilerin dahi bu bilgilere, acil yardıma ihtiyacı olabilir. O altın dakikalar için bugün öğrenin, siz de bir hayatı kurtarın, hayatta kalın. Hayat kurtarmaya gönüllü olun.
Uzun bayram tatili ve yaklaşmakta olan yaz tatilinde çıkacağımız yolculuklarda kazaların yaşanmaması, güvenli ve sağlıklı bir yaşam en içten dileğimizdir. Mutlu bayramlar…
Ertuğrul Yalçın
Sivil Savunma Uzmanı