Haberler
Üç tarafı denizlerle çevrili ve pek çok doğal güzelliğe sahip ülkemizde havaların ısınması ile birlikte başlayan yaz ayları boyunca eğlenmek, dinlenmek, spor yapmak, serinlemek amacıyla kıyı kentlerimizde yaşayanlar denizi; bu imkânı bulamayanlarsa havuzları, göletleri veya akarsuları tercih edecekler. Doğayla iç içe olmak isteyenlerse park, bahçe, yaylalara akın edecekler. Meteorolojik veriler ve bilgilere göre daha bugünlerde hissetmeye başladığımız ve geçen yıllara oranla daha sıcak bir yaz mevsiminin yaşanabileceği, sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyredebileceği öngörülmektedir. Yaz mevsiminin başlaması hem üniversitelerimizin ve okullarımızın tatile girmesi hem de deniz sezonunun başlaması demek olduğundan, sezonun açılması ile birlikte potansiyel bir tehlike olan denizlerdeki, sulardaki boğulma olayları da istemesek de gündemimize taşınacaktır. Özellikle Karadeniz sahillerinde her yaz sıklıkla yaşandığına tanık olduğumuz, deniz haricinde de göletler, sulama kanalları, dere yatakları vb. yerlerde meydana gelen suda boğulma olaylarına dikkati çekmek; deniz kazalarını önleyebilmek, güvenli sulardan ve kıyılardan yararlanmak, cankurtaran temel bilgileri vb. konularda öğrencilerimizi ve çalışanlarımızı bilgilendirmek amacıyla, Giresun Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Giresun İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün katımıyla bir etkinlik gerçekleştirildi.

Sivil Savunma Birimimiz tarafından düzenlenen etkinlikte, Sivil Savunma Uzmanı Ertuğrul Yalçın açılış konuşmasında: “Her yıl deniz sezonunun açılması beraberinde potansiyel bir tehlike de gündemimize taşımaktadır. Denizi seven herkesin aslında bildiği, ama çoğunlukla önemsemediği, farkedemediği tehlike, denizlerdeki boğulma vakaları ve deniz kazaları tüm uyarılara rağmen istemesek de gündem oluşturmaktadır. Özellikle çocuklar ve gençlerin denizlerdeki, göletlerdeki, su kanallarındaki boğulma haberleri hepimizi derinden üzmektedir. Nitekim acı haberler gelmeye başladı bile…  

Denizlerimizin yapısı, tanımadığımız kıyılar, yüzme kurallarını bilmemek, hem biz yetişkinler, hem çocuklar hem de gençlerimiz için ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Yeni acıların, dramların yaşanmaması adına, bugün burada izleyeceklerimizi, öğreneceklerimizi, çocuklarımız ve gençlerimiz başta gelmek üzere halkımızı bilgisine sunuyoruz…” vurgusunda bulundu.

Ardından söz alan Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr.Mustafa Serkan Abdüsselam’ın “Çeken Akıntılar ve Karadeniz’de Boğulma Olaylarının İncelenmesi” konu başlığında  yaptığı konuşmasında:  “Çeken akıntı kaynaklı ölüm vakalarının en temel nedenin insanların bu konuda yeterli bilgiye sahibi olmaması ve çeken akıntıya kapılma durumunda ne yapması gerektiğini bilmemesi olarak vurgulayarak; sahillerimizde yüzme bilinmiyorsa öncelikle yüzülmemeli; yüzme biliniyorsa da özellikle rüzgârlı ve dalgaları havalarda denize girilmesinin tehlikelerine vurgu yaptı. Karadeniz bölgesindeki 12 ilde yapılan ve 2012-2022 yılları arasını kapsayan boğulma olayları ve arama kurtarma çalışmalarından söz ederek; vakaların yaşandığı yerler, olayların türü, kurtulanlar veya kurtarılanlar, yaşamını yitiren ve kayıp olan kişi bilgileri ile bu kişilere ait yaş, cinsiyet ve olayların en sık gerçekleştiği günlere  ilişkin bilgiler aktardı.”

Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan Teğmen Umut Güneç’de sunumunda “-Öncelikle denizlerdeki kirliliklere vurgu yaparak; denizlerimizden sağlıklı bir şekilde yararlanmanın en başta  deniz kirliliğini engellemenin, denizlerdeki canlıları ve yaşam alanlarını korumanın yaşamsal önemlerine vurgular yaptı. Güneç; Kıyılarımızın korunmasında Sahil Güvenlik Komutanlığının görevleri ve sorumluluklarına dair bilgiler aktararak, toplam uzunluğu 8483 km’ye ulaşan ülkemiz kıyılarının 1719 km.sini Karadeniz kıyılarının oluşturduğuna vurgu yaparak; bu kadar uzun ve eşsiz kıyılarımızın korunmasında halkımızın da duyarlı olmasını dile getirerek; Karadeniz’in doğal yapısından kaynaklı çeken akıntıların nedenleri, türleri, oluşum şekilleri, oluşumu etkileyen faktörler, yol açtığı tehlikeler ve bu tür akıntıları anlamanın ve  korunmanın yollarına ilişkin temel bilgiler aktardı. Teğmen Güneç son bölümde, cankurtaran hizmetleri, nitelikleri ve cankurtaran olabilme konularında bilgiler vererek; kıyılarını çok iyi bilmediğimiz, tanımadığımız yerlerde, özellikle dalga yüksekliği diz seviyesini geçen ve dalga akıntısı güçlü olan havalarda denize girilmesinin tehlikelerine  vurgu yaparak, güvenli bir deniz ve yaz mevsimi için ruhsatlı plaj işleten, belgeli cankurtaranı bulunan, can kurtarıcı ekipman (can yeleği, can simidi, gözlem kulesi vb. ekipmanı) bulunduran, deniz eğlence araçları standartlara uygun olan ve her türlü güvenlik önlemi alınmış tesisleri/plajları tercih edilmesinin yaşamsal önemlerini anlattı.”

Giresun Afet ve Acil Durum Müdürlüğü Eğitim Uzmanı Göksel Elifoğlu sunumunda; Giresun İli sınırlarında denizde ve iç sularda meydana gelen boğulma vakaları, arama-kurtarma çalışmaları, yıllar içinde gerçekleşen olayların sayısal verileri ve vakaların yol açtığı psikolojik travmalara vurgu yaparak; deprem başta gelmek üzere afetler dahil her acil durumda özellikle olayın ilk anları, dakikaları ile özellikle altın saatler olarak nitelendirdiğimiz ilk 72 saatte, yardımlar ulaşıncaya kadar, kişisel çabamızla ve yeterliliğimizle yapabileceğimiz arama-kurtarma, ilkyardım, haberleşme gibi hayati aşamaları öğrenebilmek ve uygulayabilmek için AFAD Gönüllüsü sistemi hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulundu. Elifoğlu, AFAD Gönlülüğünün, toplumda afetlere hazırlık ve gönüllük bilincinin yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmak; afet öncesi, sırası ve sonrasındaki doğru davranışlar ve gereken önlemeler konusunda uzaktan ve yüz yüze eğitimlerle bir farkındalık kazandırma çabası olduğuna vurgu yaptı. 

Son bölünmede de Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu öğretim üyesi Öğr.Gör.Şeyma Dilmen “Suda Boğulma ve İlkyardım” konulu sunumunda “DSÖ verilerine göre suda boğulmaların dünya çapında önlenebilir yaralanmalar içinde ölüme götüren üçüncü neden olduğunun altını çizerek; suda boğulmaların yol açtığı hasarların, hem dünya hem de ülkemiz için önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyleyerek; suda boğulmaların %50’nden fazlasının yaz aylarında özellikle ağustos ayında gerçekleştiğini; vakalarda yaş grubu olarak 25 altı yaş altı bireylerin sayıca yüksek olduğuna, özellikle 5 yaş altı çocuklar ile genç erkek erişkinlerin sayıca çok oluşunun dikkat çekici olduğunu  vurguladı. Boğulmalarda risk faktörü olan kişileri sıralayan Dilmen, denizlerde, havuzlarda ve tatlı sularda dikkat edilmesi geren hususlara ilişkin bilgiler verdi. Son bölümde, suda boğulmalarda ilkyardımın önemine vurgu yaparak; her acil durumda olduğu gibi suda boğulma vakalarında da ilkyardım kurallarını iyi bilmenin ve doğru uygulayabilmenin hayati öneminden söz etti. Boğulma tehlikesini gördüğünüzde tek başınıza iseniz bağırarak çevreden ve/veya 112 Acil Yardım numarasını arayarak veya aratarak yardım isteyin. Yardım ettiğiniz kişiyi asla yalnız bırakmayın. Boğulan kişiyi ilk olarak, can simidi, can yeleği, kurtarma ipi gibi araçlarla yardım etmeye çalışın. Kurtarmada en doğru yöntem öncelikle cankurtaran çağırmak veya sıraladığımız ekipmanlar gibi destek elemanı ve malzeme ile yardım etmek olduğunu unutmayalım uyarında bulundu.

Bilgi: Suda Boğulmalar ve Çeken Akıntılar konusunda ayrıntılı bilgiler için bu sayfada yayımlanan 27.05.2022 tarihli yazıya ulaşılabilir.